8 Kasım 2013 Cuma

Dönüş..




   Herkese Merhaba,

  • Uzun zamandır yazamadığımın farkındayım ancak beni mazur görün, burayı unutmuş değilim, sadece işlerimin yoğunluğun hiç bir şeye fırsatım olmuyor.
  • Yeni bir şehir ve yeni bir iş insanı gerçekten fazlasıyla meşgul ediyormuş, bunu yaşayarak öğrenmiş bulunuyorum :)
  • Geçenlerde işten güçten fırsat bulup memleketime gittim, döndüm ancak eşyalarımı valizden çıkaramadım hala, bir haftadan fazla oldu nerdeyse, inşallah bir ara fırsat bulup kışlıklarımı yerleştirmeye  ve evi biraz toparlamaya vakit bulucam.
  • Bu ara sınav telaşesiyle geçti günlerim, neyse ki sonunda o da bitti beklediğimden iyi bir şekilde, bu yaşta hala sınav derdiyle uğraşıyorum evet ve ömür boyu bu dertle uğraşıcam gibi görünüyor :) ama şikayetçi değilim kesinlikle.
  • Bloga yazmadığım için yeni yazı bekleyen ve mail atan yorum yazan herkese çok teşekkür ederim, çoğuna cevap veremediğim için çok üzgünüm ama okunuyor olduğumu bilmek ve yeni yazı yazmamı istiyor olmanız benim için çok çok güzel bir duygu, bunu tarif edemem, bu telaşlı zamanlarımda yüzümü gülümsetiyorsunuz :)
  • Takip ettiğim blogları okumaya da fırsatım olmadı haliyle, o yüzden kim neler yazmış, neler yapmış merak ediyorum, kapatmam gereken bir buçuk aylık bir ara var, uygun bir zamanda herkesin blogunu talan edip geriye dönük okuyamadağım bütün yazıları okurum umarım.
  • Bana gelince; yeni şeyler öğreniyorum sürekli, şu 2-3 ayda bilmediğim ne çok şey varmış onu öğrendim, yeni şeyler yeni uygulamalar öğrenmek (işimle ilgili) çok hoş bir duygu. Uzun zamandır kendimi tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyormuşum demekki, kendime yeni bir şeyler katma çabası içindeyim o yüzden de oldukça heyecanlıyım.
  • Yaşadığım şehre artık alıştım, tek başıma meydana inebiliyorum yani :)) İnsanlarını seviyorum, sürekli yağmur yağmasını seviyorum, çantamda sürekli şemsiye taşımam gerektiği hissiyatını seviyorum :)
  • Kitap okuma olayını çok aksattım bu aralar, şu sıra sadece bilimsel makale okuyabiliyorum ki ona da çok vakit ayırabildiğimi sanmıyorum ama kitap alışverişinden geri kalmıyorum yine de. En son 'Büyücüler' adlı Lev Grossman'ın kitabını aldım bir fantastik roman aşığı olarak. Daha başlarındayım kitabın, o yüzden henüz kitap hakkında bir fikrim yok, tabii ki bir Harry Potter olamaz ama umarım eğlenceli çıkar.
  • Aslında niyetim bu sene ilk kez Tüyap'a gitmekti ama nöbetlerden fırsatım olmadı. Facebook'da Tüyap'a gidenleri görüp kesinlikle çok imrendim, ben de orada olmalıydım dedim içimden, kimler neler aldı, kimlere kitap imzalattınız, bari onları söyleyin de tamamiyle cahil kalmayayım bu olaya.
  • Bir de bu ara hangi kitaplar çıktı onları söyleyin, sanıırm Luxen serisinin yeni kitabı Köken çıktı, ya da çıkmadı mı onu bile bilmiyorum, sanki çıkmış emin değilim yine de, çıktıysa söyleyin koşup alıcam lütfennn :)
  • En son yazımda mektuplardan konuşuyorduk, hani mektuplarınız göremiyorum, yazın bana arkadaşlar, ileride çok güzel hatıralarımız olur, torunlarınıza falan gösterirsiniz belki :)
  • Bu arada Trabzon ve civarında yaşayan kimler var, belki bir buluşma ayarlarız, ister buraya yorumda bulunun isterseniz mail atın bir şeyler ayarlayalım, güzel olur bence.
  • son bir şey, kimler günlük tutuyor hala? Ben ortaokul döneminde yazıyordum sonradan bıraktım ve çok pimanım, bloga yazma işine başlayınca günlük tutmaya da başladım, benim için blog pek çok güzel şeye vesile oldu bu da bunlardan bir tanesi işte. En son 10 ağustosta günlüğüme tarih atmışım malesef, oysa ki yazacak o kadar çoooook şey var ki, yarın nöbetim olmasa sabaha kadar günlüğüme bir şeyler yazmak isterdim ama uyumam gerek, hasta bakmak dikkat gerektiren bir şey çünkü, kimseye zarar vermem inşallah ömür boyunca, o yüzden şimdi ben kaçıyorum, siz bu yazıyı sabah okursunuz artık.
  • Eğer birbuçuk aydır yazmayan beni hala takip ediyorsanız ses verin, yorum yazın, buraları unutmamak için yeni yazılar yazabilmem için bana moral olsun, kendinize ii bakın, şimdilik hoşçakalın :))

20 Eylül 2013 Cuma

New Life



Post girmeyeli baya bir zaman olmuş.
Günler nasıl geçiyor anlamıyorum.
Yeni bir şehre gel, ev tut yerleş, hem yeni şehre hem yeni iş yerine ve iş arkadaşlarına alışmaya çalış derken uzun zaman oldu.
Üstüne bir de kız kardeşim ikinci üniversitesi için Ankara'yı kazandı, O bir süre buradaydı, o kısıtlı zaman içinde bir yandan nöbet tut, nöbet ertesi uykusuz kalıp O'nun eksikleri için alışveriş yap derken sonunda bu hengame de bitti.
Bu akşam O'nu da yolcu ettim kaldım evde bir başıma.
Ev arkadaşım da henüz gelmediğinden free takılıyorum şimdilik.

Eski evimde (eski şehrimde) son günlerimi arkadaşlarımla gezerek değerlendirdim.
Uzun bir zaman kalınca bir yerde, bırakıp gelince her şeyi özlüyor tabii ki insan.
Yine de tebdil-i mekanda farahlık var elbette..

 O zamanlardan kalma okuduğum bu kitap, serinin ikinci kitabı Ayaklı Belayı'da geçtiğimiz günlerde okudum. İlk kitap kızın ağzından, ikinci kitap da erkeğin ağzından anlatılıyordu.
Güzel eğlenceli bir çırpıda okunan bir seri.

Yeni evimde ilk akşam yemeğim :)
Tek başına olunca yemek yapılmaz zannediyor insan ama benim gibi yemeyi seviyorsanız, üstüne bir de karadenize gelmişseniz, tabii ki ilk yemeğiniz de tercihiniz balıktan yana oluyor.
Henüz ev ve eşyayla ilgili eksik çok, fırsat bulupta alamadığım ama aklımda olan çok şey var ama zamanla..


İlk günler evden dışarı çıkmadığımdan, uzun süredir ertelediğim mektup arkadaşlarımın mektuplarına cevap yazdım ve postaladım.
İşin garibi mektupların Hong Kong ve Avusturalya'ya kadar gidebilmişken Almanya'ya henüz varamamış olması.
Umarım yolda başına bir şey gelmemiştir.
Bu mektup ve kartpostal arkadaşlığı gerçekten çok çok keyif aldığım aktivitelerden birisi.
Daha hala yazmam gereken ama vakit yokluğundan fırsat bulamadığım yazılacak mektuplar var.
Bundan sonra hengamelerim bitmişken nöbet ertesi yine ilk yapacağım işlerden biri mektup yazmak :)
Bana mektup yazmak isteyen, kart atmak isteyen olursa yurtiçi ya da yurtdışı iletişime geçin lütfen.
Çok hoşuma gider :)

Hala bilgisayarımı tamire veremediğimden usb girişi hala bozuk, ben de instagramdan copy-paste yaptım, o yüzden fotoğraflar biraz daha soluk ve kalitesiz gibi görünüyor sanırım.
Çalışma masam biraz daha toplu şimdi ama uzun süredir başına geçemediğim için tabii ki :)
İlk fırsatta itinayla dağıtılacak yine :)

Dekorasyon dergilerini okumayı çok seviyorum, Evim dergisini de uzun bir süredir okuyordum ama bu dergiyi sadece Ankara'da Ankamall'de bulabildim, buradaki D&R'da yoktu.
Bilgisayarım tamir olduktan sonra bu dergiden çok beğendiğim dekorasyon fikirlerini buradan paylaşıcam yine.

Neredeyim derseniz Trabzon merkezdeyim.
Burada günler sürekli yağmurlu ki bu benim en sevdiğim şey.
Burayı sırf yağmuru ve denizi için tercih etmiş bile olabilirim.
Ancak şöyle bir handikap var ki bütün yağmurlar gece ben uyurken yağıyor, ilerleyen günlerde gündüz vakti de yağar umuyorum.
Henüz gezi planlarımı gerçekleştirebilmiş değilim, biraz daha yerleşmek için vakte ihtiyacım var.
Benim için gitme vakti.
Ütü yapmam ve çöpü çıkarmam gerek. Yarın yine nöbet var.
Şimdilik kalın sağlıcakla :)

25 Ağustos 2013 Pazar

Epic ( Doğal Kahramanlar ) / I love music #3


Az önce Epic / Doğal Kahramanlar adlı animasyon filmini izledim.
Filmi Buz Devri'nin yapımcıları hazırlamış.
Bu ara bloglarda adını sıkça duyar olmuştum.
Zaten çokça boş vaktim olduğu için izleyeyim bari dedim.
Aslında pek fazla animasyon filmi izleyen biri değilim aslında severim izlemeyi ama bir türlü izlemem işte :)

Filmi izlemeden önce karakterleri seslendiren oyuncular hakkında hiç bilgim yoktu
Filmin sonunda cast çıktığında Beyonce'in seslendirdiği şarkı beni film hakkında araştırma yapmaya itti.
Ben filmi türkçe dublajlı izledim, meğerse Beyonce filmde Queen Tara'yı seslendiriyormuş aynı zamanda.

İşte karakterler ve seslendiren oyuncular

Colin Farrell - Ronin

Amanda Seyfried - Mary Katherine






Film eğlenceli ve çabucak bitiyor zaten.
Zaten film 3D yapıldığı için daha çok göreselliğe önem verilmiş.
Öyle aman aman bir konu-kurgu yok.
Ama görseller haikaten güzel.
Vaktiniz varsa izleyin ama mutlaka izlemeniz gereken bir film değil kesinlikle.
Ben filmle ilgili en çok  Beyonce'in seslendirdiği filmin sonundaki şarkıyı sevdim.
O da bu işte

Rise Up - Beyonce


Queen Tara'nın elbisesinin üst kısmıyla Beyonce'in elbisesi çok benziyor değil mi?

Bu kadar okuduysanız son olarak işte filmin fragmanı


İyi seyirler
:)









24 Ağustos 2013 Cumartesi

Bak Sen Şu İşe




Yeniden çekilecek Batman serisinde Batman karakteri Ben Affleck olmuş.
Bak sen şu işe.
Ben Affleck'den Batman mi olur ya.



Oysa ki seçimler devam ediyordu ve yeni Batman'in Teen Wolf dizisinden tanıdığımız Tyler Hoechlin olacağı konusunda çok ümitvardım.



Bu haberden sonra daha da Batman izlemem ben.
O kaa işte..

Not : Bu arada son kitap çekilişimi kazanan arkadaşların kitapları ellerine ulaşmış. Arkadya Yayınları'ndan kitapların yol açıktığına dair mail gelmişti ancak kitapların sahiplerine hemen ertesi gün ulaşacağını tahmin etmemiştim. Hızlı iletişimi ve ilgisi için Arkadya Yayınları'ndan Yasemin Hanım'a çok teşekkür ederim.

20 Ağustos 2013 Salı

Bir Oyuncu Daha İntihar Etti :(



Rizzoli & Isles dizisini izleyenler için büyük kayıp.
Duyuncu şok oldum.
Dizide Dedektif Barry Frost rolünü oynayan aktör Lee Thompson Young evinde ölü olarak bulunmuş.

Dizi setine vaktinde gelmeyince set ekibinden birileri, oyuncunun evine gitmiş ve sabah saatlerinde oyuncuyu ateş edilmiş halde bulmuşlar.
Aktörün intihar ettiği düşünülüyormuş.



Dizide son derece neşeli ve tam bir bilgisayar kurduydu.
Teknik konularda Rizzoli hep ona başvururdu .


Önce Cory şimdi de Lee Young.
Genç oyuncular ardı ardına intihar ediyor :(

Dedektif Korsak'la olan çekişmelerini çok özleyeceğiz.
RIP Barry Frost

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Çekiliş Sonucu



Selam :)
Eşya toplamaktan ancak fırsat bulabiliyorum çekiliş sonucu belirlemeye.
Bir yandan da buradaki tanıdıklarıma veda ziyaretleri falan..
Yoğun, telaşlı bir o kadar da hüzünlü günler geçiriyorum galiba.

Çekiliş için 53 yorum gelmiş, bunlardan ek hak kazananları da dahil edince 81 hak oldu.
Herkesi tek tek kağıtlara yazdım ve öyle çekiliş yaptım ancak bilgisayarımın usb girişleri bozulduğundan burada fotoğraf paylaşamıyorum ama instagramda fotoğrafları paylaştım, dileyenler oradan bakabilirler.

2 kişi kitabı kazanma hakkına sahip olacaktı biliyorsunuz.
İşte kazananlar

supercellma dedi ki...
selam bebek! uzun zamandır çekilişlere katılamıyordum, şansımı deneyim bakalım kimbilir belki de bana çıkar :P

supercellma adıyla izleyicinim, hem blogger hem bloglovinde..

çekilişini şu postumla duyurdum,

http://supercellma.blogspot.com/2013/08/cekilis-haberleri.html

supercellma@gmail.com

öperim güzel yanaklarından!! :*


fndk dedi ki...
hoşgeldin kuzumm.^___^
bu ara bloglarda ne çok gördüm bu kitabı..neyse söz konusu olan kitapsa katılmazsam olmazdı. .:D
o yüzden listeye benide ekle olur mu,heryerden takipçinim zaten.. :D

Kazanan arkadaşlarımı tebrik ederim.
Birasdan mail göndericem sizlere.

Bu arada Watsons'ın bayram indiriminde tüm mağazayı satın almış olabillirim :)
O yüzden bir sonraki çekiliş kozmetikle ilgili olacak gibi duruyor.
Beklemede kalın :)
Herkese iyi akşamlar diliyorum ...

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Yeni Kitap Çekilişimiz Başlasın :)

ÇEKİLİŞ SONLANDI

Herkese merhaba.
Bursa tatilimi tamamladım ve dün akşam üzeri eve döndüm.
İnsanın evi gibisi yok gerçekten :)

Bugün size güzel bir haberim var.
Daha önce blogda bahsettiğim kitap çekilişimi bugün başlatıyorum ve sadece 3 gün sürecek.
Bu sürenin sonunda 2 kişiye bu kitabı hediye edicem.
Önce kitabı biraz tanıyalım tabii ki.


Mutluluğun Öteki Yüzü Arkadya Yayınları tarafından okurlara sunulan yeni bir kitap.
Bayramdan sonra piyasaya sürüldü yani.
Ben bayramdan önce okuma fırsatı buldum.
Kesinlikle bir solukta okunuyor.
Konusu şöyle.

Ellen ve Joe henüz birkaç yıllık evliler ve Joe'nun ilk evliliğinden olan çocukları Annie ve Zach ile birlikte güzel bir sahil kasabasında yaşıyorlar.
Mutlu bir evlilikleri var ancak kitabın henüz başlarında Joe'nun denizde boğulmasıyla kabusa dönüşüyor.
Tam bu sırada Joe'nun eski eşi Paige ortaya çıkıyor ve çocuklarının velayetini almak istediğini söylüyor.
Ellen çocukları kendi çocuğu gibi sevdiği için onları terkedip giden annelerine vermek istemiyor.
Tabii başka sırlar da ortaya çıkıyor.
Mesela aslında maddi durumlarının aslında çok da iyi olmadığı, pek çok yere borçlarının olduğunu ve dükkandaki işlerin pek iyi gitmediğini öğreniyor.
Sorun şu ki daha önce fatura bile ödemeyen Ellen, bir sürü borç ve bir velayet davasıyla karşı karşıya kalıyor.
Evililiğinizde tanıdığınızı zannettiğiniz eşinizi aslında yeteri kadar tanıyormusunuz diye soruyor kitap.
Gerçekten de durup bazı şeyleri düşündürtüyor.
Ben evli olmadığım halde bazı şeyleri sorgulama fırsatı buldum.
Çok duygusal hüzünlü ve gerçekçi, hepimizin yaşayacağı şeyleri anlatıyor.

Bu sebeple mutluka okumanız gereken bir kitap.
Yazarın anlatım dili çok akıcı, ben elime aldım ve bir günden daha az sürede okudum.
Sizin de kitaplığınızda olması gereken bir kitap yani.

2 kişiye kitabı hediye edicem ve yapmanız gerekenler çok basit.
Çekilişi blogunuzda duyurursanız +1 hakkınız olacak ancak şart değil eğer duyurmazsanız artı hakkınız olmayacak.
Blogumu takibe almanız ve hangi kullanıcı adıyla takip aldığınızı yorum kısmında belirtmeniz kesin şartım. Bloglovinde de takibe almanız gerek.
İlla ki blogunuzun olması gerekmiyor katılmak için,  diğer sosyal medya hesaplarınızda da duyurabilirsiniz.
Yalnız link vermeyi unutmayın.
Aktif kullandığınız kontrol ettiğiniz bir mail adresini de yorum kısmına eklemeyi unutmayın lütfen.
Unutmayın çekilişin süresi 3 gün ve 16 agustosta saat 24:00 de sona erecek
Herkese bol şans.

Not: Kazananların isim ve adreslerini Arkadya Yayınları'na göndericem ve kitaplarınızı size onlar gönderecek, bu konuyu açıkça belirteyim istedim ki sonra bir sorun çıkmasın.

6 Ağustos 2013 Salı

Blogger Bulusması



Kalabalık şehirlerde yaşayan bloggerların yaptıkları buluşmaları kıskanan varmıydı aranızda ? 
Ben kıskanıyordum şahsen.
Biz canım Zeynebimle kendi çapımızda blogger buluşmaları yapıp muhabbetin dibine vuruyorduk ama tanışmak istediğim başka bloggerlar da vardı.
Bursa'ya gelince de bu niyetimi belli etmiştim zaten :)
Dün Deniz ile twitter üzerinden birbirimizin telefonlarını aldık.
O sırada instagramda gezinirken Melis' in de Bursa'da olduğunu öğrendim ki O da zaten Deniz ile buluşuyormuş.
 Onu da hemen davet ettik ama eşinin işleri olduğu için kalamayacağını söyledi.
Ancak içimizde kalmıştı hepimizin.
Neyse ki eniştemizin işleri erkenden bitmiş ve böylece buluşmaya katılmaya karar vermişler.
Tabii biz bunlardan habersiz yine twitter üzerinden Selma'yı da dürterekten 'Herkes akşama hazır mı' nidalarıyla buluşma yerimizi ve saatimizi kararlaştırıyorduk.
Neyse efendim Kent Meydanı AVM'de buluşmaya karar verdik ki kendisi benim Bursa'da bildigim tek mekan olur.
İftar saatine yakın Melis beni arayıp geleceğini haber verdi, ben de zaten yoldaydım, giriş katında buluşalım dedik, yalnız güzel insanlar şöyle bir sorunsal vardı ki, biz bu zamana kadar birbirimizi hiç ama hiç görmemiştik, nasıl olacaktı da birbirimizi tanıyacaktık, kimse bu soruları sormamış, cevaplarını da vermemişti.
Yine de sanki yıllardır görüşüyormuş da birbirimizi hemen bulabilecekmişiz gibi gayet rahat tavırlarla AVM' nin kapısına gelmiştim.
Telefonumu çıkarıp geldigime dair durum tespitinde bulundum ve D&R'ın önünde beklediğimi söyledim Melis' e.
Eniştemizi de koluna takıp gelen Melis ile hemen oracıkta birbirimizi bulup muhabbete başladık, esas kızımız Selma ile Deniz de bizi üst katta beklediklerinden yürüyen merdivenlere yöneldik.
Sonunda herkes buluşup kaynaşınca Pizza Hut'da oturup iftar saatimizi beklemeye başladık.
Herkes ne yaptığından ettiğinden bilenler ve bilmeyenler için bir kez daha bahsetti bu sırada düşünceli yeni gelinimiz Melis bizlere buluşma günü hatırası olaraktan çok şirin defterler almış, benim tabii ki buluşma heyecanından aklıma böyle bir incelik gelmemişti.
Meğersem bu defter benim daha önce D&R da görüpte göz koyduğum , sonrasında ise 'Amann ben bunu alırım bir ara.' dediğim defter imiş, o yüzden Melis' in hediyesine bir kat daha fazla sevinmişim :)

Biz bloglardan, ülke gündeminden, seneye başka yerlerde buluşmaktan konuşurken Pizza Hut'da bizden baska kimsenin kalmadığını farkedince, mubabbetin ne kadar derin olduğunu anladık, bu sohbetin üzerine bir çay-kahve güzel gider diyerekten Cafe Crown'ın yolunu tuttuk.
Burada da check-in lerimizi itinayla yaptıktan sonra buluştuğumuza çok çok memnun kalaraktan vedalarımızı yaptık..
Ben zaten blog dünyasında en sık görüştüğüm insanlar olduğundan bu kızları seviyordum ama ne kadar guzel insanlarla tanıştığımı bir kez daha anlamış oldum.
Hepsi birbirinden tatlı ve kalpleri temiz güzel arkadaşlarım benim.
Vakit ayırıp geldiğiniz için çok ama çok teşekkür ederim.
Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
Umarım arayı soğutmadan, bahsettigimiz planlarla yeniden görüşme fırsatımız olur.
Blogger buluşması yaptığından mütevellit  son derece mutlu olan drwilldone güzel günler diler hepinize...

2 Ağustos 2013 Cuma

Günlüğümsü



       Bursa'dan herkese merhaba.Yaklaşık bir haftadır buradayım. Otobüsten indiğimden beridir yol üzerinde milyon tane kediyle karşılaştım.Bursa ; kedisi çok şehir :) Hiç bir şehirde bu kadar çok kedi görmemiştim.

       Bugün sabah erkenden kalktım ve hafta içinde aldığım kitapları ve defterleri etrafıma dizdim, keyif yapıyorum.  Seviyorum onları. Yeni aldığım kitaplar bir sonraki postta olacak ama sizlerde benim gibi aldığınız kitaplarla mutlu oluyormusunuz?
       Dün öğlen saatlerinde Arkadya Yayınları'ndan çok güzel bir kitap geldi.

Kitap bayramdan sonra piyasaya çıkacak, şu anda bu kitabı okumaya başladım, duygusal bir kitaba benziyor.  Bu arada kapağın tasarımı çok hoş degil mi? Şöyle bir baktım da Arkadya yayınlarından çıkan bütün kitapların kapak tasarımı çok güzel ve cezbedici. Bayram sonrası bu kitabı çekilişle iki kişiye hediye edecegim, sizinde kitap stoklarınız azaldıysa ya da yeni çıkan her kitap benim olsun diyorsanız beklemede kalın :)

       Bugünlerde Watsons' da deli gibi indirimler var, bu yazıyı hazırladıktan sonra ben de gidip neler varmış diye bir bakıcam, muhtemelen pek bir şey kalmamıştır ama bakalım, bir de yakınlarda bir Gratis mağazası bulursam tam süper olur..
Gelelim en güzel habere. Bursa'da tanışmak istediğim bloggerlar vardı biliyorsunuz. Pazartesi günü en tatlısından iki bloggerla iftar yemeği için buluşuyoruz.  Deniz ve Supercellma ile ne zamandır tanışmak istiyordum zaten,  haydi bir an önce pazartesi olsun :)
Bu arada malum ramazan bayramı yaklaşıyor ve henüz fitrlerinizi vermediyseniz ve etrafınızda yardım yapacak birilerini bulamadıysanız Sevgili Gökçe çok hoş bir yardım projesine ön ayak oluyor. Şuraya tıklayarak detayları okuyabilirsiniz. Ben bu sene fitr ve sadaka konusunu bu şekilde hallettim, güvenilirlik konusunda emin olun bir sorun yaşamazsınız,  eğer fitrlerinizi verdiyseniz de projeyi başkalarına da duyurmak adına blogunuzda paylaşırsanız sevinirim.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Opal - Jennifer L. Armentrout



Yaklaşık on dakika önce Lux serisin 3. kitabı olan Opal'i bitirdim. 
Bu kadın kitapların sonunu bitirmek konusunda çok vicdansız bence. 
Tamam, kitaptaki başrol karakterlerden birinin başına bunun geleceğini az çok biliyorduk, en azından hayal etmiştik hepimiz ama böyle bitermi be?
Yine bir solukta okuduğumuz bir kitap olmuş. 
Öff, spoiler vermeden de hiç bir şey anlatılmiyor ki .
O yüzden yazının bundan sonrası tamemn spoiler içerir, serinin 3. kitabını okuduysanız,
bu yazıyı okumaya devam edin, yorumlarda birlikte tartışalım,  kitabi okumayanlar, ehh daha fazla okumasın artık :)

Öncelikle son ktapta hatırladığınız üzere Daemon'un öldü sanılan erkek kardeşi tutsaklıktan kurtulup eve dönmüştü.
Kitap boyunca bir yandan Dawson'ın geri dönmesi ile ilgili uyum sağlama çabalarına tanıklık ediyoruz, bir yandan da birlikte kayboldukları sevgilisi Beth'i kurtarmak için çabalamasını izliyoruz. Bu kısım oldukça acıklıydı ki bazı yerlerde Katy'nin gözlerinin dolduğunu görüyoruz.
Diğer taraftan Adam öldüğü icin Dee Katy'yi affetmedi ve ona soğuk davranıyor,  oysa ki onlarin birlikte takılmalarını özledik, neyse ki kitabın sonuna doğru aralarındaki buzlar biraz olsun eriyor.
En önemli gelişmelerden biri herkese ihanet eden ve Adam'ı öldüren Blake işbirliği iddiası ile geri dönüyor, malesef kitabın sonuna kadar ben de Blake'in bu sefer niyetinin kötü olmadığına inanmıştım,  ama ters köşe olduk hepimiz. 
Tamam Chris' i kurtarmak istemesi güzel ama bunun icin herkesi satması...

Kitap boyunca Daemon ve Katy'nin  o özlediğimiz didişmelerini görüyoruz hep, eğer kitap böyle mutsuz bir sonla bitmeseydi,  serinin  en mutlu kitabı bu olurdu sanıyorum.
Bundan sonra ne olacak çok merak ediyorum.
Katy de Beth gibi aklını kaçıracak mı, yoksa zaten amaç hep Katy'yi ele geçirmek miydi?
Bir sonra ki kitap hemen çıksa da merakımızı gidersek keşke.
Bu sene Dex yayınlarından birbiri ardına mükemmel ötesi kitaplar çıktı,   umarım bu ve benzer serileri  devam kitaplarını bir an önce çevirirler.
Bu arada Origin yurt dışında 27 agustosta okuyucularla buluşacak ancak ülkemizde ne zaman yayınlanacak belli degil henüz.
Kitap ile ilgili bir güzel haber de Obsidiyen serisi film olacakmış :)
Oyuncu kadrosu ve filmin ne zaman çekilmeye başlayacağı henüz belli değil ama yine de aşırısı aşırısı güzel bir haber :)

i love music #2





Bu aralar dinlemekten bıkmadığım şarkı.
Şarkının geçtiği filmi de vakit geçmeden izlemek istiyorum.
Bu arada filmin ismini bilenler varsa yorum kısmına yazabilir mi?


Bu hanım kızımızın sesi de ne kadar benziyor Beyoncey'e değil mi

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Pokut Yaylası




 Rize sınırları içinde imiş bu yayla
Bence burası cennet olmalı.
 Beni burada bırakıp gelin mümkünse :)
Bulutların üstünde olmak ne güzel bir his.
 Kışı da ayrı güzel

 Bu sene kış gelmeden buraya gitmek görevim olsun o zaman..


   Edit : Bugün Bursa'ya gidiyorum, yaklaşık iki hafta kadar orada olucam, Denizin Yıldızı, Supercellma, Renkli Kitap ve aklıma gelemeyen diğer Bursalı ya da o sırada Bursa'da bulunan bloggerlarla buluşup tanışmayı çok isterim, bu yazıyı okuyupta müsait olanlar varsa birbirimize ulaşalım, birlikte iftar yapabiliriz ya da başka herhangi bir şey. Umarım birileri müsait olur..Şimdiden çok heyecanlandım ben :)

25 Temmuz 2013 Perşembe

İzlediğim Diziler




       Son günlerde deli gibi dizi izliyor olduğumdan mütevellit sanırım, "kaç tane dizi izliyorum ay ben" sorusunu sorma gereği hissettim kendime. Daha izlenecek pek çok süper dizi olsa da hali hazırda izlediklerimin bir listesini yapmaya karar verdim ki yaz döneminde canı sıkılanlar için bir alternatif olsun.

 Arrow

 The Carrie Diaries

 Da Vinci's Demons

 Grimm

 Hannibal

 Monk

 Rizzoli and Isles

 Teen Wolf

Vikings
 Criminal Minds

 Code Blue

 Defiance

 Elementary

 The Following

 Game of Thrones

 Grey's Anatomy

 Mr. Selfridge

 Once Upon A Time

 Sherlock



       Şu anda bu dizilerin birkaç tanesini saymazsak hepsi sezon arasında o yüzden bu aralar başlamayı düşündüğüm iki dizi var. Bunlardan birincisi The Mentalist, diğeri ise Fringe.Sizinle ortak izlediğimiz diziler hangileri peki?
      


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...